AĞIZ KANSERLERİ VE TEDAVİSİ
Baş boyun grubu içine giren ağız kanserleri genellikle ağız içini kaplayan mukoza adı verilen keratinize olmayan deri olarak da bilinen örtüden kaynaklanır. Bunun yanı sıra ağız içindeki salgı bezlerinden de gelişebilirler. Ayrıca başka diş yapılarını oluşturan dokulardan ve diğer iskelet yani kemik ve yumuşak dokulardan da kanser gelişebilir. Ağız içi, dudak ve ağız kanserlerinin çoğunluğunun 45 yaşın üzerinde ortaya çıktığı ve kadınlara oranla erkeklerde oluşma olasılığının 2 kat daha fazla olduğu bilinmektedir.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi ağız kanserleri erken dönemde teşhis edilerek tedavi edilmezse hayatı tehdit eden boyutlara kolaylıkla ulaşırlar. Bulunduğu yerde büyümesinin yanı sıra vücudun diğer bölgelerine yayılarak anatomik yapıyı bozma, fonksiyon kaybı, tedavi sonrası düzeltilmesi mümkün olmayan yüz ve ağız deformiteleri ve hatta ölüme yol açabilir.
Ağız kanserlerinin nedeni tam olarak açıklanamamakla birlikte tütün ürünleri, alkol, kötü ağız hijyeni, bazı besinlerdeki kanserojen maddeler ve fazla güneş ışığına maruz kalınması gibi ağızda kuruluğa neden olan problemlerin ağız kanseri riskini arttırdığı tespit edilmiştir. Ağızda yabancı cisim taşıma alışkanlığı, yine ağızda kokulu ot çiğneme alışkanlığı da ağız kanserleri arasında önemli rol oynar. Ağız içindeki kronik iltihaplar, enfekte dişler ve iyi oturmayan çene diş protezleri de risk faktörleri arasındadır. Risk faktörleri arasında genetik yatkınlık da bulunmaktadır.
Ağız kanserlerinin belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Ağız içinde veya etrafında beyaz veya kırmızı renkli alanlar
Ağız içinde hassas, tahriş olmuş, kabarık veya kalınlaşmış alanların olması
Ağızda, dudakta veya dilde kapanmayan iyileşmeyen yaralar
Ağızda veya boğazda tekrarlayan kanamalar
Seste kısıklık veya boğazda yutulamayan cisim hissi
Çiğneme ve yutma güçlüğü
Dil ve çene hareketlerinde zorlanma
Dil veya ağzın diğer bölgelerinde his kaybı, uyuşukluk
Alt veya üst çenede meydana gelen şişlikler ve bunun sonucu mevcut protez uyumunun bozulması
Ağız kanseri lezyonları başlangıç döneminde ağrısızdır, kanser ilerleyerek sağlıklı ağız dokularında hasar oluşturdukça ağrı şikâyeti de başlar. Kişinin kendinin ağız kanserini fark etmesi güç olabilir.
Kanser riskinin azaltılması için:
Sigara, pipo gibi tütün ürünlerinin kullanmayınız, tütün çiğnemeyiniz
Alkol kullanıyorsanız, aşırıya kaçmayınız.
Hem alkol hem de tütün ürünlerini kullanan kişilerde ağız kanseri riski alkol ve tütün ürünlerini kullanmayan kişilere göre 15- 20 kat artmıştır.
Meyve ve sebzeden zengin diyetle besleniniz. (Araştırmalar bu tür diyetin ağız kanseri riskini azaltabileceğini ileri sürmektedir)
Dişlerinizdeki problemleri ihmal etmeyin ve hemen bir diş hekimine muayene olunuz
Tedavi:
Ağız kanserlerinin tedavisinde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi kullanılmaktadır. Kemoterapinin yeri oldukça sınırlı olup cerrahi ile birlikte radyoterapi en sık kullanılan tedavi seçeneğidir. Tümörün cerrahi olarak çıkarılması ve sonrasında (bazen öncesinde) radyoterapi veya brakiterapi yapılması günümüzün en sık uygulanan tedavi şeklidir.
Tabiî ki tümörü çıkarmakla tedavi sonuçlanmamaktadır. Tümör çıkarıldıktan sonra eksik kalan dokuların uygun şekilde onarılması yani rekonstrüksiyonu gerekmektedir. Bunun içinde plastik cerrahinin çeşitli rekonstrüktif yöntemleri kullanılmaktadır.